No Touch Lazer

Kontakt Lens ve gözlüklerden kurtulmanın en etkili yollarından birisi lazer operasyonlardır. No Touch Lazer tekniği adı verilen lazer yöntemi ile göze temas etmeden lazer cerrahi operasyonu uygulanır. No Touch Lazer tedavisi, uzaktaki bir ışık kaynağına maksimum 50 saniye bakarak uygulanan bir tedavi yöntemidir. 

No Touch Lazer Kimlere Uygulanabilir? 

Detaylı bir hekim kontrolünden sonra hastanın göz yapısı bu operasyon için uygunsa; miyop, hipermetrop ve astigmat hastalarına uygulanabilen bir yöntemdir. Özellikle kornea yapısı ince olan veya kornea düzeyi dik olan kişilere No Touch Lazer tedavisi önerilebilir. 
 

No Touch Lazer Uygulaması Nasıl Yapılır? 

Tedavi, anestezik bir damla damlatılarak ve cihazdan çıkan ışınlara bakılarak uygulanır. Bu esnada gözle hiçbir temas gerçekleşmez. Hasta bu operasyon sırasında bir ağrı ya da acı hissetmez. Operasyon çok kısa sürede tamamlanır ve uygulamanın ardından gözlerin kapatılmasına gerek duyulmaz. 
 

No Touch Lazer Uygulamasından Sonra İyileşme Süreci Nasıldır? 

Uygulama sonrasında gözlerde batma, yanma, kızarıklık ve bulanıklaşma meydana gelebilir. Ancak hasta tedavi uygulandıktan 5 gün sonra günlük aktiviteleri geçekleştirmeye başlayabilir. Hekimin önerdiği şekilde tedavi sürecini tamamlamak önemlidir. 

No Touch Lazer’in Avantajları Nelerdir? 

• Kısa sürede tedavi tamamlanır. 
• Tedavi esnasında hasta ağrı hissetmez. 
• İki göze tek seansta uygulama yapılabilir. 
• Gözden zar kaldırılmaz - göz çizilmez. 
• Tedavi sonrası gözleri kapatmaya gerek yoktur
• Korneası ince olan hastalara uygulanabilir. 
• Retina yırtılması riski olmaz.
• Zar kırışması - zar altında hücre birikmesi gibi problemler yaşanmaz.

Göz sağlığına dair her tedavi kişiye özel olmalıdır. Göz yapısının uygunluğu, lazer operasyonlarında en önemli kriterdir. Özellikle kornea kalınlığı, lazer tedavilerinde belirleyici rol oynar. 

Kornea kalınlığı yeterli olmayan kişilerde klasik yöntemlerle lazer uygulamak riskli olabilir. Bu noktada No Touch Lazer, ince kornealı hastalar için güvenli bir seçenek sunar. Ayrıca yüksek derece kırma kusurlarına sahip olan ya da korneasında düzlemsel bozukluk olan kişiler için de uygun olabilir.

Ancak her kırma kusuru olan birey No Touch Lazer için uygun değildir. Detaylı bir göz muayenesi ve tetkikler sonrasında hekiminiz, gözünüzün bu yöntem için uygun olup olmadığını değerlendirecektir.

Operasyon Süreci: No Touch Lazer Nasıl Uygulanır?

Tedavi öncesi hastanın gözleri detaylı bir şekilde incelenir ve uygunluk durumu netleştirilir. Uygulama günü ise şu adımlar takip edilir:

1. Anestezik göz damlası ile işlem bölgesi uyuşturulur.
   
   
2. Hasta, lazer cihazının yönlendirmesiyle sabit bir noktaya bakar.
   
   
3. Gözle hiçbir temas kurulmadan lazer ışınları korneaya uygulanır.
   
   
4. Operasyon yaklaşık birkaç dakika içinde tamamlanır.
   

No Touch Lazer'de İlk Günler: Süreç Nasıl İlerler?

No Touch Lazer sonrasında, göz yüzeyinde yeni hücrelerin oluşması beklenir. Bu süreçte, gözde batma, yanma, sulanma, ışığa hassasiyet ve geçici bulanıklık olabilir. Bu belirtiler normaldir ve genellikle 4 ila 5 gün içinde hafifleyerek geçer. İlk birkaç gün boyunca antibiyotikli ve rahatlatıcı damlalar kullanılır.

Tedavi sonrası hasta aynı gün evine dönebilir. Gözler kapatılmaz; ancak ilk birkaç gün güneş ışığından ve ekran ışığından uzak durmak önerilir. Görme netliği 1–2 hafta içinde giderek artar, tam netlik ise birkaç hafta sürebilir. Bu dönemde hekim kontrollerinin aksatılmaması çok önemlidir.

No Touch Lazer Kimler İçin Uygun Değildir?

Her tedavide olduğu gibi, No Touch Lazer’in de bazı kişilerde uygulanması uygun olmayabilir. Aşağıdaki durumlar bu tedavinin uygulanmasına engel olabilir:

• Aktif göz enfeksiyonları
  
  
• Retina problemleri veya gözde yırtık riski
  
  
• Şeker hastalığı gibi sistemik hastalıkların kontrolsüz olduğu durumlar
  
  
• Hamilelik ve emzirme dönemi
  
  

Bu gibi durumlarda hekim, alternatif tedavi seçenekleri hakkında bilgi verecektir.

Göz Yapısına Göre Lazer Seçimi: Hangi Yöntem Sizin İçin Uygun?

Göz yapısı her bireyde farklıdır ve uygulanacak lazer tedavisinin başarı oranı, büyük ölçüde bu yapıya bağlıdır. Kornea kalınlığı yeterli olmayan veya korneası normalden daha dik olan bireylerde klasik yöntemler her zaman uygun olmayabilir. İşte bu gibi durumlarda No Touch Lazer öne çıkar. Çünkü bu yöntem, ince kornealı kişilerde bile başarılı bir şekilde uygulanabilir. Detaylı bir göz muayenesiyle birlikte uzman hekiminiz göz yapınıza en uygun yöntemi belirleyecektir.

Gece Görüşü Problemleri ve No Touch Lazer’in Etkisi

Gece görüşü problemleri, özellikle miyop, hipermetrop ve astigmat gibi kırma kusurlarından kaynaklanan yaygın bir şikayettir. Gözün düzgün odaklanmaması sebebiyle bu sorun, özellikle loş ortamlarda daha farkedilir bir hal alır. Gece sürüşü yaparken, başkalarının farlarının ışığı altında bulanıklaşan görme, gözlerin yorulması ve dikkat dağılması gibi durumlarla karşılaşılabilir.

No Touch Lazer tedavisi, gece görüşü problemleri yaşayan hastalar için de büyük bir çözüm sunar. Klasik lazer tedavilerine kıyasla daha hassas ve doğru bir iyileşme süreci sunduğundan, gece görüşü problemleri tedavi edilebilir. İşlem, gözdeki odaklanma sorunlarını düzelterek, düşük ışık koşullarında görme netliğini artırır. Bu sayede gece sürüşü ve gece görüşü sorunları önemli ölçüde iyileşebilir.

Göz Tansiyonu ve No Touch Lazer: Glaukom Hastaları İçin Riskler ve Uygulama Durumu

Göz tansiyonu (glaukom), göz içindeki basıncın yükselmesi sonucu göz sinirinin zarar görmesine neden olan bir hastalıktır. No Touch Lazer, kırma kusurları olan bireyler için etkili bir tedavi yöntemi olmasına rağmen, göz tansiyonu olan hastalar için dikkatli bir değerlendirme gerektirir.

No Touch Lazer işlemi, göze doğrudan bir dokunma gerektirmediği için genellikle düşük riskli olarak kabul edilir. Ancak, göz tansiyonu hastalarında, özellikle göz içi basınç kontrol altına alınmamışsa, glaukom ilerleyebilir ve işlem sırasında göz üzerindeki hassasiyet artabilir. Glaukom hastalarına lazer tedavisi uygulanmadan önce, doktorlar göz içi basıncı düzenlemek için ilaç tedavisi veya cerrahi müdahale önerebilir.

Bu nedenle, No Touch Lazer işlemi düşünülmeden önce, göz tansiyonunun kontrol altına alınması kritik bir adımdır. Hekiminiz, göz tansiyonu durumunuzu değerlendirerek lazer tedavisinin uygulanıp uygulanamayacağına karar verecektir. Tedavi sonrası düzenli göz kontrolleri, göz tansiyonunun izlenmesi ve tedavi sürecinin doğru yönetilmesi önemlidir.

Sık Sorulan Sorular

• No Touch Lazer ile klasik lazer tedavileri arasında ne fark vardır?

Klasik lazer tedavilerinde (örneğin LASIK ya da PRK) genellikle göz yüzeyinde bir kesi yapılması ya da kornea tabakasının kaldırılması gerekir. No Touch Lazer’de ise göz yüzeyine hiçbir şekilde fiziksel temas edilmez, bu da enfeksiyon riskini azaltır ve korneanın doğal yapısının daha fazla korunmasını sağlar. Özellikle zar altı hücre birikimi gibi komplikasyonların önüne geçilmiş olur. No Touch Lazer, korneası ince olan bireyler için de güvenle uygulanabilen bir yöntemdir.

• No Touch Lazer sonrası kontakt lens kullanılabilir mi?

Tedavi sonrasında, iyileşme süreci tamamlandıktan sonra bazı özel durumlarda, geçici lens kullanımı doktor tarafından önerilebilir. Genelde amaç, hasta artık kontakt lens veya gözlük kullanma gereksinimi duymadan net görüş elde etmesidir. Hekim, tedavi sonrası gözdeki duruma göre yönlendirme yapacaktır.

• No Touch Lazer kalıcı bir çözüm mü?

Evet, No Touch Lazer tedavisi genellikle kalıcı bir yöntemdir. Gözdeki kırma kusurlarını düzelttiği için uzun vadeli çözüm sunar. Ancak ileri yaşlarda ortaya çıkabilecek göz merceği değişiklikleri (presbiyopi veya katarakt gibi) yeniden bir gözlük ihtiyacı doğurabilir. Bu durumlar No Touch Lazer tedavisinin etkisini azaltmaz; sadece yaşla birlikte gelişen doğal değişimlerdir.

• No Touch Lazer uygulamasından sonra nelere dikkat edilmelidir?İ

şlem sonrası ilk birkaç gün gözlerin ovuşturulmaması, tozlu ortamlardan uzak durulması ve hekimin verdiği göz damlalarının düzenli kullanılması çok önemlidir. Ayrıca, belirlenen tarihlerde yapılacak kontrollerin aksatılmaması da iyileşme sürecinin sorunsuz geçmesini sağlar. Ekran süresi ve güneş ışığına doğrudan maruz kalma da sınırlı tutulmalıdır.